ÖZET
Tüm pandemilerde olduğu gibi Koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) salgınında da sağlık çalışanları hastalığa karşı en ön safta mücadele eden insan gücü olup bu mücadele sırasında kendilerinin ve yakınlarının enfekte olma riskiyle karşı karşıya gelmektedirler. Bu çalışmada COVID-19 pandemisi sırasında enfekte hastaların tedavisi ile uğraşan sağlık çalışanlarının, salgın sırasındaki stres, kaygı ve işe bağlı gerginlik seviyesini ve bu düzeylere etki eden faktörlerin saptanması amaçlandı.
Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışma Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde yapıldı. COVID-19 bulaş riski açısından yüksek ve düşük riskli kabul edilen sağlık personeli çalışmaya dahil edildi. Algılanan stres ölçeği (ASÖ), durumluk ve sürekli kaygı envanteri (DKE-SKE) ve işe bağlı gerginlik ölçeği (İBGÖ) kullanıldı.
Çalışmamızda yüksek riskli grupta stres, kaygı ve işe bağlı gerginlik düzeylerinin yüksek olduğu ve bu farkın ASÖ ölçeğinde anlamlı olduğu saptandı (p=0,000). Yüksek ve düşük riskli çalışma alanında görev alan ve çalıştığı işten memnun olmayanların stres, kaygı ve işe bağlı gerginlik düzeyleri daha yüksekti ve İBGÖ ölçeğine göre bu fark anlamlı idi (p=0,000). Yüksek riskli grupta erkeklerin, düşük riskli grupta ise kadınların stres, kaygı ve işe bağlı gerginlik düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edildi. Yüksek riskli grupta bu fark DKE’ye göre (p=0,048), düşük riskli grupta bu fark ASÖ (p=0,004) ve DKE’ye (p=0,010) göre istatistiksel olarak anlamlı bulundu.
COVID-19 pandemisiyle birlikte artan stres, kaygı ve işe bağlı gerginlik düzeyleri hem sağlık çalışanlarını hem de sağlık çalışanlarının verdiği sağlık hizmetlerini olumsuz etkilemektedir. Bu olumsuzlukları iyileştirmeye ve gidermeye yönelik çaba, faaliyet ve önlemlerin alınması gerekmektedir.