ÖZET
Bu çalışmanın amacı koronavirüs hastalığı-2019 (COVID-19) tanısıyla hastaneye yatan hastalarda literatürde önerilen klinik kriterlere göre hesaplanan başlangıç hiperenflamatuvar sendrom (HİS) risk skoru ile klinik sonlanımlar arasındaki ilişkinin araştırılmasıydı.
Bu retrospektif, gözlemsel ve klinik çalışmaya yatışında polimeraz zincir reaksiyonu ile COVID-19 tanısı konfirme edilen toplam 169 hasta (93 kadın, 76 erkek, ortalama yaş: 65,10±14,74 yıl) ardışık olarak alındı. Yatış esnasında yüksek ateş, makrofaj aktivasyonu, hematolojik disfonksiyon, hepatik enflamasyon, ve sitokinemi gibi 6 klinik özellikten 2 veya daha fazlasını bulunduran hastalar HİS gelişme riski yüksek grubu, <2 olanlar ise HİS gelişme riski düşük grubu oluşturdu. Gruplar klinik özelliklerine ve yoğun bakım ünitesine (YBÜ) yatış, mekanik ventilasyon ihtiyacı (MVİ) ve mortalite gibi klinik sonlanımlarına göre karşılaştırıldı. Olguların başlangıç risk skorlarının klinik sonlanımlar üzerinde ne kadar risk artışına neden olduklarını belirlemek için olasılık oranı hesaplandı.
Başlangıç HİS skoru ≥2 olan 109 (%64,5), <2 olan 60 (%35,5) olgu vardı. Tüm olgularda mortalite, YBÜ’ye yatış ve MVİ sıklıkları sırasıyla %16, %27,7 ve %20,7 idi. HİS skoru ≥2 olan grupta ortalama yatış süresi (15,25±9,61’e karşılık 9,53±5,39, p<0,01), YBÜ’ye yatış (%38,2’ye karşılık %1,7, p<0,01), MVİ (%31,2’ye karşılık %1,7, p<0,01) ve mortalite (%24,8’e karşılık %0, p<0,01) sıklıkları HİS skoru <2 olan gruba göre yüksekti. HİS skoru ≥2 olmasının YBÜ yatış riskini 36,5 kat [olasılık oranı (OO) =36,524; %95 güven aralığı (GA) =4,862-274,351], MVİ riskini 26,7 kat (OO =26,747; %95 GA =3,557-201,145) artırdığı görüldü. Başlangıç HİS skoru yüksek olanlarda HİS skorunu oluşturan klinik özellikler içerisinde yüksek ateş, hematolojik disfonksiyon ve sitokinemi varlığının YBÜ’ye yatış, MVİ ve mortalite riskini anlamlı artırdığı görüldü.
Bu çalışmanın sonuçları, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatan hastalarda yatış anında HİS skorunun yüksek bulunmasının YBÜ’ye yatış, MVİ ve mortalite riskindeki artış ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Bu bulgular, COVID-19’lu hastalarda HİS risk değerlendirmesinin hem prognozu öngörmede hem de immünomodülatör tedavi için hasta seçiminde yararlı bir araç olarak kullanılabileceği bilgisini desteklemiştir.