ÖZET
İlk basamak tedavi sonrası yapılan florodeoksiglukoz (FDG)-pozitron emisyon tomografi/bilgisayarlı tomografinin (PET/BT) lenfomaların prognozunu öngörmedeki rolünü değerlendirmeyi ve sonuçları, tedavi öncesi yapılan prognostik risk skorlama (PRS) indeksleri ile karşılaştırmayı amaçladık.
Çalışmaya histopatolojik olarak doğrulanmış Hodgkin hastalığı (HH) ve yüksek dereceli non-Hodgkin lenfoma (NHL) tanısı alan ve FDG PET/BT taraması yapılan toplam 103 hasta dahil edildi. Tüm hastalara, birinci basamak tedavinin bitiminden sonra FDG PET/BT görüntüleme yapıldı. Hastalara FDG’nin intravenöz uygulamasından sonra üst uyluktan vertekse kadar tüm vücut PET/BT yapıldı.
Tedavi sonrası FDG PET/BT görüntülemenin duyarlılık, özgüllük, doğruluk, pozitif öngörü değeri (PPV) ve negatif öngörü değeri (NPV), remisyon durumunu öngörmede sırasıyla; %73,6, %91,6, %88 %66,6 ve %94,0 idi. Tedavi öncesi klinik risk skorlaması için bu değerler sırasıyla %63,0, %62,0, %62,0, %27 ve %88 olarak hesaplandı (p<0,001). Birinci basamak tedavisinin bitiminden sonra PET taraması pozitif olan hastalar arasında, yalnızca tek lenf nodu istasyonu tutulumu olanların %71,4’ü remisyonda kalırken, birden fazla lenf nodu istasyonu tutulumu veya ekstranodal hastalığı olan hastalarda remisyonda kalma oranı sırasıyla %12,5 ve %16,7 olarak hesaplandı (p<0,05).
Sonuç olarak, birinci basamak tedaviden sonra gerçekleştirilen FDG PET’nin, HH ve NHL’nin prognozunu öngörmede klinik PRS sistemlerinden daha üstün olduğunu bulduk. Yüksek NPV nedeniyle, remisyonda kalacak hastaları tahmin etmede daha başarılı olsa da, FDG PET/BT görüntülemenin yanlış pozitif sonuçlardan dolayı PPV daha düşüktür. Bununla birlikte, tedavi sonrası PET/BT taramasında multinodal lenfatik tutulumu olan ve/veya ekstranodal tutulumu olan hastalarda, tek lenf nodu tutulumu olanlara göre rekürrens olasılığının daha yüksek olduğu görüldü.