Akut Miyeloid Lösemili Hastalarda Akış Sitometrik İmmünofenotiplemenin Prognostik Önemi
PDF
Atıf
Paylaş
Talep
Özgün Araştırma
P: 402-408
Ağustos 2022

Akut Miyeloid Lösemili Hastalarda Akış Sitometrik İmmünofenotiplemenin Prognostik Önemi

Bezmialem Science 2022;10(4):402-408
1. Necmettin Erbakan University Meram Faculty of Medicine, Department of Hematology, Konya, Turkey
2. Fırat University Faculty of Medicine, Department of Hematology, Elazığ, Turkey
3. Van Yüzüncü Yıl University Faculty of Medicine, Department of Hematology, Van, Turkey
4. Yakın Doğu University Faculty of Medicine, Department of Hematology, Lefkoşa, Northern Cyprus TR
Bilgi mevcut değil.
Bilgi mevcut değil
Alındığı Tarih: 07.01.2021
Kabul Tarihi: 02.08.2021
Yayın Tarihi: 19.08.2022
PDF
Atıf
Paylaş
Talep

ÖZET

Amaç:

Kromozomal anormallikler, akut miyeloid lösemide (AML) en önemli prognostik faktörlerden biridir. Bununla birlikte, tüm hastalarda bu tür bilgilendirici kromozomal anormallikler olmayabilir. AML’de immünofenotiplemenin prognostik değeri üzerine birçok çalışma olmasına rağmen, immünofenotipleme halen prognostik belirteç olarak kullanılmamaktadır. Bu çalışmada akut promiyelositik lösemi dışı AML’de CD13, CD33, CD34, CD117, MPO ve HLADR ekspresyonlarının prognoz üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçladık.

Yöntemler:

Bu çalışmaya 2010-2018 yılları arasında tanı konup tedavi edilen 113 akut promiyelositik lösemi dışı AML’li hasta dahil edilmiştir. CD13, CD33, CD34, CD117, MPO ve HLA DR ekspresyonlarının kemoterapi yanıtı ve progresyonsuz (PFS) ve genel sağkalım (OS) ile ilişkisi istatistiksel olarak analiz edildi.

Bulgular:

Hastaların %67,3’ünde kemoterapiye yanıt alındığı görüldü. Medyan PFS süresi 9 aydı ve medyan OS süresi 13 ay olarak bulundu. İmmünofenotipik özelliklerden yalnızca MPO ekspresyonunun, PFS ve OS için bağımsız bir risk faktörü olduğu belirlendi.

Sonuç:

İmmünofenotipik özellikler AML tanısında yardımcı olabileceği gibi prognoz hakkında da fikir verebilir. Bu çalışmada, MPO ekspresyonunun kendi hasta popülasyonumuzda PFS ve OS için bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir.